şimdi düşünüyorum da keşke okul kütüphanesinden anı diye tez kitabımı çalacağıma tutunamayanlar'ı çalsaymışım.

topuklunun erkek üzerinde yarattığı etki adı altında bi sosyolojik - psikolojik araştırma olması gerektiği görüşündeyim. gerçi belki vardır. ama yani normal zamanda ayağında converse varken sana hayatta yol vermeyecek o adamın iki topuk sesi duyunca aniden kafasını kaldırarak sola çekilmesi, taksicinin parayı ben uzatmasam almayacak oluşu (zaten üç milyonluk yerdi; ama neticede taksiciden bahsediyoruz), lavabonun yerini sorduğunda garsonun sesine yerleşen o garip ton. yani değişik. anlatabiliyor muyum.

kütüphanemde duran test kitaplarına elveda deme vakti geldi ve hepsini üst üste yığınca belime geldiklerini fark ettim. küçük bi serveti çöpe attığımı tahmin ediyordum da yine de daha azdır diye düşünüyordum. ki boyum 1.72 falan.

o iş de bittikten sonra kağıtlara dalayım dedim; çünkü geri dönüşüme gitmesi gereken kilolarca kağıt var. yalnız insan çıkardığı notlara kıyamıyor. yani o kadar güzel yazmış çizmişim ki, örneğin t.s. eliot amcamızın the love song of j. alfred prufrock şiirini atamadım; çünkü kendimi o şiirin işlendiği derse adeta 'adamışım'.

cumartesi günü modaya uyup antalya'ya yollanıyorum; ancak tabi ki gittiğim beyazlıkla geri döneceğim.

4 yorum :

Murat dedi ki...

şahsen topuklu hatun görünce ilk tepkim fizyolojisine acımak yönünde oluyor ister istemez. ikincisi de; benle yaşıt, hatta daha da ufak olsa bile gözümde tamamen teyze olması gerçeğini silemiyorum gözümden kafamdan vs.

belki bazıları da bu teyze hürmeti etkisinde olabilirler?..

bi insan niye o topuklu şeyi (ayakkabı ?) giyer hiç anlamıyorum...

Sam Scarlet dedi ki...

of nasıl katıldım ilk yorumu yazan arkadaşa.

topuk sesinden de ekstra nefret ederim ayrıca.

Neşe dedi ki...

Kaçıncıya giriyorum buraya hâlâ yeni bir şey yok. dön artık.

ekin dedi ki...

murat: hakikaten böyle mi düşünüyorsun ya. şaşırdım çünkü nedeen hep tam tersini düşünmüşümdür. erkekler bayılmıştır benim kafamda topukluya.

sam: ahah yapma be o kadar da kötü değil.

jg: döndüm. fekat ne ara yazarım bilemiyorum. öpücükler.