valencia'dan bildiriyorum #1



meraba blog.

son anda bi şeyler değişti ve konsere yalnız gitmedim, ama bana sorarsan yalnız gitseymişim de olurmuştu. belki montumu bırakacak yeri bulamazdım sadece o kadar. konser güzeldi, ses sisteminden şikayet etmek için yine nedenlerimiz vardı tabi ama çıkışta mutlu hissediyordum. uzun zaman sonra gerçekten saf olarak mutluydum. mekan daha sonra gece kulübü olarak devam edeceğinden konser erken başladı dokuz veya dokuz buçuk gibi on bir civarı da bitmişti. konser dönüşünün çile olmaması güzel bir şey gerçekten. metroda hala insanların olduğu, sarhoşlardan tırsmadan rahatça eve dönebilmek hakikaten güzel. 

hafta sonu valencia'daydım. fallas diye geçen festivale gittik. asıl olay hafta içiydi tabi; çünkü yeterli oy alamamış olan her heykelimsi sanırım on dokuzunda yakıldı. içlerinden bi tanesi, en çok oy alan da sergilenmek üzere tüm yıl bir yerde tutulacak, ama buna bakmak için fazla üşengecim şu an. türkiye'de alışık olunmayan bi ortam, herkes sokakta, yiyor içiyor eğleniyor. yaş aralığı geniş, çocuk da var yaşlı da. herhangi bir yerde de olay çıktığını falan duymadım. bizi yankesicilere karşı uyarmışlardı ama kimsenin bir şeyi de çalınmadı. festival boyu etrafa patlayan bir şeyler atıp duruyorlar küçücük ağzı burulmuş bi poşet gibi düşün, sürekli patlama sesleri.. bir yerden sonra eeh siktir ama artık diyor insan çünkü poşetçiklerin boyutu büyüyor gecenin ilerleyen saatlerinde, oynayanlar da çocuklar üstelik. ortamı kafada canlandırmak açısından şöyle düşün: sanki polis sürekli gaz atıyor ama etrafta acı içinde insanlar ve duman yerine mutlu mesut kalabalık var.

gündüz bi süre plajdaydık bir veya iki saat belki. su buz gibiydi ama imkan olsa yazın gitmek isterim. kum yumuşacık, denizin rengi mavi ve tonlarında, üstünde küçük dalgalar. (normalde üşenmiştim fotoğrafları atmaya ama fikrim değişti aralara serpiştireceğim. çok da fazla çekmedim gerçi. nedenini pek anlayamadığım bir şekilde fotoğraf çekme isteğim kaybolmuş. etrafımda biri çekiyorsa hmm ben de çekeyim diye çekiyorum. anı biriktirmek bile umrumda değilse umrumda olan nedir çok merak ediyorum, saçma çünkü) 


sonra metroya bindik, bilet almadan. bileti nasıl nerden alacağız alsak mı almasak mı falan diye düşünürken metro geldi çünkü. neyse çıkışta elli cent daha fazla ödeyerek yırttık. cezası 50 yuroydu çünkü huhaheha. şehir merkezinde biraz dolandık, acıktık yemek yiyecek yer aramaya başladık. gerçi bizli falan konuşuyorum ama kendimi zekasız bir obje gibi yolu bulan diğer kıza bıraktım ve doğal olarak normalde ödeyeceğimden daha fazla ödedim yemeğe. üstelik -bu da topluca ne kadar zekasız olduğumuzu kanıtlar- paella istedik, valencia'ya özgü pilavlı ve DENİZ ÜRÜNLÜ bi yemek. peki bize paella valencia adı altında ne geldi? tavuklu, fasülyeli pilav. çünkü hiç kimsenin içeriğinin ne olduğuna baktığını zannetmiyorum. maksat yemiş olmaktı. ama öyle olmaması lazımmış. 

saat on ikide havai fişek atacaklardı, baktık daha zaman var kızlar dedi ki İÇELİM KANKA İÇELİM. iki euro bile etmeyen boktan sangria'lar alıp parka gittik. kızlardan ikisi parkın çeşitli yerlerine işedi. sonra çiş üzerine şarkı falan söylediler. ama işeyenler sadece onlar değildi. herkes her yerde işiyordu. (festivalden sonra valencia'da sokakta oturduğunuz herhangi bir yerin çişli olması yüzde doksan dokuz falan.) ben de güldüm çünkü gülecek kadar içmiştim neyse ki. havai fişekleri beklerken herkesin kafası şöyle ya da böyle güzeldi, ama sonra o kadar fazla bekledik ki bi yerden sonra tuvalete gitmek icap etti ve tabi ki gösteri başladığında tuvaletteydik. neyse çok kaçırmadık ama. hemen bi apartman boşluğu bulup kalabalığa karıştık. şimdiye kadar izlediğim en uzun havai fişek gösterisiydi herhalde. havada ışık görmekten bu kadar mutlu oluşumuzun ne kadar saçma olduğunu düşündüm bi ara.

sonra gece manasızca burger king'de sonlandı, yerler çöp tarlası, insanların kafalar güzel. sonrası aşırı rahatsız bir otobüs yolculuğu ama yine de güzel anılar. insanların sokakta olmasını seviyordum ama gerçekten orda olduklarını görmek çok güzel oldu.

fotoğraflar kalitesiz. nedenini de açıkladım zaten. bunun dışında aslında canım sıkkın ve yalnız hissediyorum. bir yere yerleşecek olsam orası madrid olmazdı. 

paris'te görüşürüz.