paper airplanes - boyhood

buraya yazmadığım aylar içerisinde hayatımda çok bi değişiklik olmadı aslında. ya da belki de oldu. yakın arkadaşım başka şehre taşındı, başka yakın arkadaşım sevgili değiştirdi, başka arkadaşım yakın oldu, önceliklerim değişti ya da özüne döndü de denebilir ahahahhaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaha.

insanların birbirlerine olan sadakatlerinin zamanla gösterdiği değişim üzücü ama daha üzücü olan bu değişimin kaçınılmaz olması. senin için de benim için de onun için de. 

geceleri gelecek kaygısıyla uyuyamıyorum bir süredir. aklımda bir sürü şey dolanıp duruyor. burs bulmam lazım. ülkede her şey yerli yerinde olduğu için bu işler de mükemmel işliyor tahmin edersiniz ki. doğru olup olmadığı belirsiz bir sürü yazının içinde sonsuzluğa ilerleyip, baş ağrısıyla bilgisayar başından kalkıyorum. 

yeni insanlarla yeni şeyler konuşmak istiyorum ama sanki herkes aynı şeyi anlatıyor gibi. birinin derdini dinlemek ve çözmek konusunda duygularımı filtreden geçirip saf mantıkla konuştuğumu hissediyorum artık. 

belki kariyer konusunda olmasa da hayatımla ne yapmak istediğimi aklımda daha da netleştirdiğimi hissediyorum, iyi bir son yıl, güzel anılar, yaşanabilecek bir şehir, suratı rahatsızlık vermeyen insanlar.

geçen gün okul kahvesiyle fal baktı arkadaşım, söylediği çoğu şey doğruydu. sanki beynimde bir şey var da onu aşsam gerisi gelecekmiş gibi. ama tıkanıklığın kaynağını bulamıyorum bir de hayvan gibi öksürüyorum. hastalıklar geçmiyor.

yarın pitching yapacağım. PİÇİNG. size bir fikir satmam gerekirse, size bir fikir satarım.

YALAN

madrid'de gerçek kandinsky tablosu gördüm. unutamayacağım şeylerden herhalde. insanın gerçekliğine inanamadığı çok az şey oluyor hayatında.