sibel kekilli'nin game of thrones'ta olmasına tek ben mi şaşırdım şimdi?

you are the butter to my bread, you are the breath to my life.

şuradaki hatun sayesinde izlediğim film geceme renk kattı. yemek ve mutfak konusu açıldığında dudak büken bi insan olarak biri için bi şey pişirmenin aslında eğlenceli olabileceğine karar verdim. hatta diyorum ki hazır işim gücüm de yok kitabı alıp tarifleri uygulasam mı. efendim? evet, ayakları yerden kesik cümleler kurmanın bence de bir manası yok. eheh.
bu şarkıyı en iyi bu hatun söylüyor, tim buckley bile değil, düşün.

bitti.
şu anda birlikte olmak istediğim iki güzide insan da şehir dışında, arkadaşlarımın birinin bileği sakat, diğeri hasta olunca, hiç istemediğim halde şu an popomu koymuş evde oturuyorum. ayıp lan. madem öyle ben de tai pizzamı yer, game of thrones'a başlarım. 

ayrıca alacağın olsun lan ösym. tm'lere acımamakta ısrarcısın bu yıl.
araba vardı. belki yoktu. biri vardı. birden bağırmaya başladı. korktum. uyandım. dışarıdan sesler geliyordu.

bugün koyu renk bi araba sabah beşe doğru sokağın başında durdu. içinden iki adam indi. arka koltukta oturan üçüncü adamı (ya da çocuğu; çünkü yirmili yaşlarının başında görünüyordu, ama benim de gözlüğüm yoktu) çıkarıp omuzlarından tuttular. çocuk o sırada kaldırımda içki şişesini kırdı ve beyaz tişörtlü olan çocuğa doğru hamle yapmaya çalıştı. siyah tişörtlü olan aralarında durup beyaz tişört'e izin vermedi ve çocuk bu sırada beyaz tişörtü itti. yere kıç üstü oturan beyaz tişört'ün beyaz ayakkabılarından teki çıktı ve buna benim dışımda hiçbir sokak sakini gülmedi; çünkü hepsi horu horul uyuyordu bense bağrışma seslerine uyanmıştım. siyah tişört çocuğu ite kaka sokakta gezdirmeye devam etti ve sonra bi yere çömelmesini sağladı. bu sırada beyaz tişört'e arabaya geçmesini söyledi, beyaz tişört sokağın başına kadar gidip geri dönerken çocuğa "gonuşacaz amuagoyayım bi otur" dedi. aradan bir dakika geçmeden beyaz tişört az önce gönderildiği mevkiye geri döndü ve ikisi birlikte çocuğu kaldırıp arabaya götürmeye başladılar. siyah tişört, eğer yanlış anlamadıysam çocuğa "niye tokat attın lan?" dedi ve arabaya doğru yürümeye devam etti. çocuk arabaya girmek istemedi, "gidecem ben" dedi, siyah tişört de "gir la gir gonuşacaz" diyerek zorla çocuğu içeri soktu ve sonra kapıları çarpıp gittiler.

bense gece gece şahit olduğum şimdi düşününce üçüncü sokak başı olayından sonra hafif ürkmüş, kafası karışmış bir şekilde yatağıma geri dönerken çocuğun adamların kız kardeşine tokat attığını ve onların da bunun hesabını sorduklarını düşündüm. ama tabi ki öyle bir şey yoktu ve üstelik yanımda tam da o saatlerde olmasını istediğim adam kim bilir rüyasında kimi görüyordu.

dün serzenişte bulunduğum dostlar bugün olimpos'a giderken yolu kaybettiler ve her ne kadar şu an benim yol yardımım sayesinde popolarını tatilin verdiği huzurla hasırlara koyuyor olsalar da bunu tanrı'dan bir işaret olarak görmemem için hiçbir sebep yok.

HAHAHA.
Video: 1 kadın 1 erkek - tipik erkek   Etiketler: bir, kadın, bir
http://fizy.com/#s/1lsjoq

ve bazen komik olan iki romantik komedi izleyince, senin beni araman oluyor. ne derler bilirsin: "why are you doing this to me i wonder."

'sen hiç gelmedin.'


sana dokunmak tüm kelimeleri yakmak gibi.





tam olarak nasıl olduğunu anlatamam, çok ağır hissediyorum, hepsi bu.
maslow. sosyal güdüler. fizyolojik güdüler. çatışma. alt düzeydeki ihtiyaçlar. giderilmeden. üsttekilere. geçilemez. geçilmiyor.
merhaba. biraz sarılabilir miyiz? sonra istersen, hiç görüşmeyebiliriz.
koalalar okaliptüs ağaçlarına sarılarak uykuya dalar ve uykularında ağaçtan düşerek ölürler.miş.
http://fizy.com/#s/1ltigh
birçok korkular demetinin
çok gergin ipiyim.