ŞU AN NASI MUTLUYUM ANLATAMAM LAN. hayatımın en güzel günlerinden biriydi. uyumak için can atıyorum lakin bunu yazmam lazım. unutmamam lazım. beşiktaş iskelesi'nde bırakıldıktan sonra bir süre arnavutköy'e nasıl gideceğimiz konusunda araştırma yapsak da iki akbilsiz turist olarak sonuçta yine taksiye kaldık. indiğimiz yerdeeen sahil boyunca yardırdıktan sonra "oha oğlum tuvaletleri çok güzel lan" temalı bir yerde midelerimizi mutlu edip, geldiğimiz yönden geri yardırarak şimdiye kadar yediğim en güzel dondurmayı falan aldığımız bi yere uğrayıp dondurmaları yalayıp yuttuk ve denize karşı "hayat bu" sigarası yaktık. ikimiz de istanbul cahili olduğumuzdan birileriyle birlikte arena'ya gitmeyi kararlaştırdık. buluşma yeri olan kanyon'a giderken yine taksiye binmek zorunda kaldık ve taksici bayağı kafa adam çıktı. en son kanyon'da inerken arabada coldplay çalıyordu. buluşacağımız insanlar gecikecek gibi olunca bu kez de arena'ya kendi başımıza gitmeye karar verdik ve metroda "biissaaaniye hangisinden jeton alınıyor?" adlı ufak çaplı maceramızı da atlattıktan sonra kel kafalı ve pembe pantolonlu bi adama yaklaşıp "pardon biz arena'ya gidecektik" konuşması çektik ve adamın da yiğeniyle birlikte oraya gitmekte olduğunu öğrendik. tabi yiğen biz yirmilerinde beklerken otuzlarında bi adam çıkınca "yiğen? yiğen! yiğen." olmadık değil. lakin sağolsunlar sayelerinde arena'ya vardık. derken derken içeri girdik ve üç üç buçuk saatlik çile de böylece başlamış oldu. bekledik. bekledik. sonra yine bekledik. DERKEN. oldu mu saat on çeyrek e sonrası madonna'ydı lan. like a virgin'i çok değişik söyledi yalnız, o kadar harikaydı ki lan dedim, keşke aşık olduğum biri olsaydı da arayıp dinletseydim. gerçekten istedim bunu. AMA NERDE. seyircinin otuz yaş ve hatta üzeri insanlar olduğunu da belirtmeden geçemeyeceğim, çoğu çokafedersiniz mal gibi dikildi. madonna konseri lan bu. neyin tribi. ayrıca ya çok az kişi söyledik şarkıları ya da geçici işitme kaybı sen nelere kadirsin. neyse efenim çıkışta bi süre tedirgin alınmayı bekledim ve sonrasında hayatımda ilk kez kokoreç yedim kadıköy rıhtımda. midye dolmaları da mideye indirdikten sonra hayat bana güzel, bana harika oldu. tanrı'nın kıyak geçtiği bi gün yaşamış oldum. şimdilik bu kadar daha yardırır mıyım bilinmez, mutlu mesut halimle özet budur.

2 yorum :

Must. dedi ki...

Yabancı olduğunuzu belli etmeseydin keşke. İstanbul'un taksicileri halden anlarlar! Sizi bi güzel gezdirmiş olabilirler :)

ekin dedi ki...

eheh o uyarıyı almıştık ya. "nedir ki her zaman yaptığımız şey" edasıyla "kanyon'a gideceğiz" dedik.