beş saattir erteliyorum.

en son dolapta mandalina buldum.
işbu fotoğraf çok sevdiğim bi hatuna ithaf edilmiştir....
Wave / Ocean / Beach / Photography

bi şeylerin beni kırılganlaştırmasına izin vermedikçe mutlu olamıyorum blog. kırılınca da aynı boku yemişlik kaldığı yerin daha da altından devam ediyor. elimde olsa kendimi bi kutuya koyup en yakın okyanus kenarına postalardım. 
geçen gün art and culture'da olay çıkaran kız bugün de computing'de gaza geldi. ahahaha. hatun kişinin biri hocaya ödev hakkında soru sordu, hoca da o sırada derse başladığından klasik hoca tavrıyla "sırası mı şimdi? ne alakası var şimdi?" gibi manasız soruları sıraladı. kızcağız neye uğradığını şaşırdı tabi. neyse efenim tam dedik hoca yine bi yerlere uçmuş, bizimki atladı "arkadaşımız soru soruyo niye cevap vermiyosunuz? cevap vermek zorundasınız. kendinizi ne sanıyosunuz?" diyerek. hoca da bi şeyler dedi (şu an hatırlayamıyorum çünkü ikinci bi şok geçirdim bununla) bu gerizekalı da "mnömnönmninimi" diyerek hocanın taklidini yaptı gözünün içine baka baka. hoca da "bu disiplin suçu yalnız. çık dışarı." dedi. bu da "çıkmıycam önce quizime giricem sonra çıkıcam."dedi. hoca da "quiz üçüncü ders o zaman gelirsin çık dışarı." diyerek son noktayı koydu. sonra bu mal arkadaşımız ortamı terk edince olay bize patladı. adam saydı bi güzel, gerildi yine hava falan. kalacak o olacak en sonunda lan. çok değişik kafalar bunlar. ilginç. neyse içimde kalmasın anlatayım dedim. atraksiyon doluyuz. 

bi de bugünlerde okulda çok fazla gerzek kız görmeye başladım, bilhassa servis ve kütüphane kafesinde. böyle incecik ses, saçma salak cümleler, tuhaf hareketler falan. servisteki kızlardan biri oturduğu yerde ayağını yere vurarak ve kikirdeyerek gülme becerisi gösterdi mesela yol boyu, bir değil iki değil. yanındaki zekasızla kulaklık falan paylaşmışlardı. ayrıca bu tiplerin bi de ortak bir aktivitesi var ki o da şu: dokunmatik telefondan facebook fotoğraflarına bakarak dedikodu yapmak. hiç sekmiyor.

ayrıcaaa bilet aldım 23'ünde annem yokken çok güleriz'e gidiyorum. görüp iç geçirdiğim oyunun festivalle ayağıma gelmesi çok şık oldu. 
her yerde benzer fotoğraflar görmenin "kusma" evresine gelmiş bulunmaktayım sanırım. hayattan minik kareler tadındaki fotoğraflarda arka fonda güzel kumaştan bolca bi bluzla poz vermiş kupalı/kitaplı/kedili/ojeli kızlardan BIKTIM LAN. ve şu var ki. gözüm ister istemez bu "eğitimi" ala ala bunları olması gerekenmiş gibi algılıyor. bu kızı yeniden büyütmeliyim, kor ateşlerde yürütmeliyim. görsel hafızamın yeniden yapılandırılmaya ihtiyacı var. evde ne zaman bu kadar fazla zaman geçirsem geçen yılın buhranlı günlerine dönüyorum. üzerimde test çözme zorunluluğunun o iğrenç huzursuzluğu dolanıyor. hala geçmemiş. hala arkadaşlarımın istanbul'da çekilmiş fotoğraflarını görünce üzülüyorum, o da hala geçmemiş.

bi de geçen in time'a gittik. şu bahsettiğim şey değil mi lan. allaaşkına bi bakın. ersincim sen yanlış yerdesin bi koşu holivuda gitsen köşeyi döneceksin.

beynimin içiyle fazla baş başa kaldığım bi başka günden daha selam ederim. gideyim de sketch yapayım.
ben her yerde bunu görmek zorunda mıyım lan. hangi siteye girsem bu. nası bi paradır arkadaş internette reklam vermedik yer bırakmamışsınız.


bu bayramda gördük ki aile bireyleri olarak evde belli saatlerden fazla görüşmemiz ilişkilerimizi zedeliyor. onu geçtim bu yalnızlık mevzuu genetik herhalde. hiçbir allahın kulu eve uğramadığı gibi hiçbir allahın kuluna da biz gitmedik bayram ziyareti münasebetiyle. bildiğin yayılmış oturuyoruz. ondan sonra da babamın vay efendim bayramımı kutlamadılar diye bozulması insanı karmaşık düşünce sarmallarına atıyor. ha yalandan yalandan iki çikolata yemeye gelen akrabaları zaten görmek istemem orası ayrı da bi iki kuzen göreydik fena olmazdı bu bayram. bi istanbul yapaydık falan. ama yok. ailecek gerginiz çünkü. baş sebep de tabi ki ben. neden? ÇÜNKÜ EVE GEÇ GELDİM DOSTUM. EVE GEÇ GELDİM LAAAAAAAAAAAN. 

bazı şeyleri aklım fikrim almıyor ya.