madrid'den bildiriyorum #1

bienvenidos kankalar.

beş aylık madrid maceram başlamış bulunuyor. bilgi arayanlar veya merak edenler için şov taym.

dün sabah geldim madrid'e. istanbul madrid uçağında iki ayı türk gördüm ve dinledim. iş gezisine çıkmış, modern gibi görünmeye çalışan, ordan burdan duyduklarını karşısındakine entelektüel bilgi diye satmaya çalışan hırbolar. uçağa daha biner binmez eşyalarını yerleştirirlerken az önce aralarından geçen kendilerinden on - on beş yaş küçük kız için "ona çakmak lazım gözü açılmadan" dediler ve bi süre buna güldüler. ben de içime kustum. seyahat sırasında da, kısmen daha genç olan ferrari'sinden falan bahsetti anıra anıra. yanında güzel türk bir kadın oturuyordu, muhtemelen kendini ona pazarlama çabası içindeydi. sonra olay uçak yere inerken gezi olaylarına geldi. eaabi yirmi birinci yüzyılda ne karışıyorsun insanların hayatına bırak herkes istediği gibi yaşasın diyerek çok derin bilgilerini sundular birbirlerine. sonra allaaşükür kendilerini bi daha görmemek ve duymamak üzere uçaktan indim.

havaalanında bagajı aldığım yerden metroya yürümem on beş yirmi dakikamı aldı. üzerimdeki yüklerle daha ne kadar yürüyecem aq demedim değil. hatta bi ara işaretlere rağmen lan yanlış yere mi gidiyorum diye bile düşündüm. neyse sırtımdan terler boşana boşana buldum metroyu sonunda, sağolsunlar bi tane information desk yerleştirmişler oraya, adam direkt gideceğiniz yeri söyleyince bilet kesiyor, gelir gelmez mmmmal gibi kalmıyorsunuz. hat değiştirmem gerektiği için 6 euro'ya aldım bileti. bileti aldıktan sonra (ya da önce hatırlayamıyorum) merdiven çıktı karşıma iki tane. az olandan kendim çıkardım bavulu ama daha fazla basamağın olduğu merdivende durmuş seriously diye merdivene bakar iken o sırada yukarı çıkmakta olan bir beyfendi görüp yardım etti, sonra da geri çıktı yürüyen merdivenden. ineceğim duraktan ev sahibim gelip alacaktı beni (evi öğrencilerle kalmaya çok sıcak bakmadığım için airbnb'den buldum bu arada). hatta o yüzden gitmeden avea olan hattıma 25 lira yüklemiştim. metrodan inince aa bi de baktım ki amk avea'sı yurtdışına açtırdığım hattı kapamış kendi kendine. denedim açmadı bir daha. onun üzerine etrafta dolanmaya başladım wifi bulayım diye derkeeen ooo ma seyvır burger king buldum bi tane. gittim hemman kıvranmaya başlayan midemi doldurdum, fişle beraber wifi şifresi de geldi. 5 veya 6 euro verdim menüye üstelik küçüktü boyutlar. ilk defa avrupa'ya yaşamak için çıkmış bir tc vatandaşı olarak bana pahalı geldi. boyutlar büyük olsa tamamdı. bu arada metro konusunda şunu eklemem lazım, istanbul'u bilemem ama ankara'daki gereğinden kısa metroya alışmış bir insan olarak özellikle havaalanından gelirken baya sıkıldım. duraklar bitmeyecek gibi geldi. 

neysa, eve geldik adeta nezih bir semt. evde şu an bir romanyalı bir de hong konglu çift var. hatta az önce çorba gibi bi şey yapmışlardı ondan ikram ettiler. avrupa turuna çıkmışlar. ev sahibim oldukça tatlış, üç çocuğu, bi tane labradoru var. köpek köpek dedim bakın ayağıma geldi. bana ilk akşam yaptığı çorbadan kalanı ikram etti. metro kartını verdi (tarihi geçmiş olduğu için kullanamadım gerçi) biliyorum ulaşım çok pahalı, sinir bozucu oluyor, kartını alana kadar bunu kullan dedi. madrid'de ulaşım için aylık kart kullanılıyor. metro de madrid yazarak google amcadan bilgi alabilirsiniz bu konuda. 23 yaşın altında olduğum için ben gençler içün olan kartı alacağım mesela. kartı tobacco shop'lardan alabiliyorsunuz. ama bayağı (bize göre) saçma çalışma saatleri. onu da şöyle öğrendim, okulun etrafında ne varmış buralarda diye dolanırken bi tane ankara cafe gördüm arkaaşlar, OHA TÜRK diye içeri girdim. içerde türk olmadığı gibi, türkçe konuşan da yoktu tahmin edersiniz ki. neyse ingilizce bilen bi kız vardı (bu konuya geliyorum birazdan) dedi ki tobacco shoplar sabah dokuz öğlen iki akşam beş dokuz arası açık. dedim ben onların amk. çünkü saat 2 buçuktu. 

gelelim ingilizce meselesine, daha ilk günden kaç kişiye yol sorduğumu (internetim olmadığı için) sayamayacağım ama ingilizce bilenleri sayabilirim: BİR. kimse bilmiyor arkadaşlar. anadolunun kalbinde ayı gibi ingilizce kasıp sonra orda helak oluyoruz bakın. hadi yoldaki vatandaş bilmiyor, amk okuldakiler de bilmiyor? çalışanlar hadi bi derece, öğrenciler bilmiyor lan? bugün mesela ne aldığımı bilmeyerek yemek için bilet aldım, olay böyle işliyormuş. kafeteryada makine var bir tane yiyeceğiniz şeyi seçip bilet almanız gerekiyor. makineye dil seçeneği koymuşlar ama eng plz'e basınca bilin bakalım neyi çeviriyor sadece? OKEY - BACK. allah razı olsun. domuz eti vs. sorunlarınız varsa, diğer okulları bilemem ama, ispanyolcasını öğrenin de gelin. genel olarak herkes bi şekilde yardımcı oluyor ama, bu sabah metroyu bulmaya çalışırken iki kız benimle beraber bayağı yürüdü mesela ingilizceleri yetmediği için. anlatamayınca utanıp sıkılıyorlar falan. herkes güler yüzlü. yemek yerken tabakları toplayan kadın gelip hola falan dedi. herkes birbiriyle merabalaşıyor, kafalar raad. kafa raadlığına bi başka örnek de milletin metroda yere oturması. baya yayıla yayıla oturanlar var kimse iğrenmiyor. ki evde de ayakkabıyla dolaşıyor mesela ev sahibi. 

eve yakın dia, lidl, ahorra mas ve adını hatırlamadığım m ile başlayan, ev sahibinin dediğine göre madrid'deki herkesin alışveriş yaptığı marketler var. lidl'e gittim dün. fişi buraya şutluyorum:

içinde ice-tea, cornflakes, süt, diş macunu, şampuan, sabun, meyveli yoğurt, makarna, domates sosu var. daha ucuzunu bulabilirim sanıyorum ama şimdilik durum bu.

sigara sadece tobacco shoplardan ve chinese shoplardan (illegal) alınabiliyor. sigara pahalı olduğu için çoğu insan tütün sarıyormuş. chinese shopları anlamak baya kolay zaten fdhlkg ucuz görünüyor amk -_- bugün dia'dan 1.72 euroya m&m's çakması bir şey aldım. tadı bayağı güzel. cacahuetes.

hava istanbul ankara arası. esince üşütüyor. ama tir tir titretmiyor hiç.

yarın ders seçeceğim. bizdekinin aksine derslerin saatini elle başka yere yazmak gerekiyor, uğraştıracak yani biraz.

şimdilik böyle. bayz





3 yorum :

bildiğinkadın. dedi ki...

<3

İpek dedi ki...

geçtiğimiz 4 ayını fransa'da geçirmiş biri olarak söyleyebilirim ki başlangıcı gayet iyi yapmışssın. ben gitmeden ev ayarlamadığım için 3 gün hostelde takılmıştım ki rezaletti. pahalılık konusunda diyebileceğim tek şey kendini bir an evvel hazırlaman. zira avrupa genel olarak pahalı bir yer. hatta ki ispanya'ya da gitmiş biri olarak fransa çok daha pahalıydı ve bu yüzden şanslı olduğunu düşün. lidl'den daha ucuz bir market bulabileceğini sanmıyorum. evinin yakınlarında olması büyük şans. Kıymetini bil. Benim için 4 ay çok güzel bir macera olmuştu. umarım senin için çok çok daha güzel olur. Bol şans :)

ekin dedi ki...

bildiğinkadın
muç

persephone
teşekkür ediyorum öncelikle :) evet lidl şimdiye kadar en ucuzu gibi. 4-5 tane markete gittim en iyisi o sanki. ama her yerde farklı ürün olduğu için anlayamıyorum bi yandan da fhgljkdg bakalım neler olacaktı.