majesty

insanların susuşlarının hiçbir şey ifade etmediği duygudan yoksun zaman dilimlerinde bile durgunluğun içerisinde bir yerlerde küçücük bir pürüzün huzuru bozduğunu biliyorum. ya öteki türlü? soruyla cevap arasındaki o kocaman boşlukta aklımı yitirebilirim. 

aklım demişken, alnıma umuma açık "lütfen özel hissettiriniz" yazdıracağım.

kaybedeceğin en uçarı şey duyguların olduğunda bir saniye duraklaman olası, ya sonra? öyle ya da böyle o adımı hep atıyor oluyorum. 

yine de, 
bana öyle güzel bakacaksan;

11 yorum :

Adsız dedi ki...

.

ekin dedi ki...

,

hartigan dedi ki...

kendini özel hissetmen için ille bir başkası bağlı olmamalı belki de...

ekin dedi ki...

bilmem ki. oraya daha gelemedim herhalde.

hartigan dedi ki...

bunu yapmak zor oluyo...madonna maceranı okudum çok eğlenceliymiş.hani telefonda konseri dinletmek istediğn kişi varya.belki o da durmuş telefonun çalmasını bekliyordur.belki değil kesin bekliyordur.sorun şu ki o on haneli rakam ikinizde de yok.sorun sadece o an haneli rakam ve aşılması gereken önyargılar.bu kadar basit maalesef...

ekin dedi ki...

önyargılarımı bi kenara bırakıp birine koşarak gidebilecek kadar aklı havada zamanlarım oluyor hala, olmuyor değil; ancak sorun şu ki belli şeyler yaşandığında bi şekilde insan kendini incinmemek için geri çekiyor. çoğu şeyin bi kaç ay sonra neye döneceğini kestirebiliyor oluyorsun. bilmiyorum zaten bi şey yaşayacağımızı düşündüğümüz insanlar tüm bu öngörüleri ters yüz edenler olmuyor mu.

hartigan dedi ki...

öngörülerini ters yüz edenler bi şekilde sana ulaşabilmiş insanlar.sana ulaşamayan tek suçu senle farklı şehirde ya da ne biliyiyim farklı mahallede olmaları sanırım...bu paradox çok acıtıyo insanın canını.bu noktada merak ettim.geçmişinde olan ellerini tutarken gerçekten heyecanlanacak kadar etkilendiğin biri hiç öngörülerini boşa çıkardı mı ?

ekin dedi ki...

ellerini tutarken gerçekten heyecanlandığım biri oldu mu diye sormalı önce. olma ihtimali olan biri oldu diyebiliriz sadece.

hartigan dedi ki...

sanırım bu kişi umduğun gibi biri çıkmamış.yanındayken kendini olduğun gibi biri hissettiğin biri olmalı hayatında.bu doğallığını sadece sözcüklerinle sezen bi okurun olarak çevrendeki insanların bunun farkına varmıyo oluşu tuhaf geldi bana.aslında yeri gelmişken bu blogu takip etmek çok keyifli.bi teşekkürü hakediyorsun...

ekin dedi ki...

yanındayken kendimi olduğum gibi biri gibi hissettiğim biri var. lakin özel hissetmekle olduğum gibi hissetmek farklı şeyler. şu da var ki hiçbirimiz burada yazdığımız gibi değiliz, olmamız mümkün değil. burası aklımızın içi, gün içinde olduğumuzsa insanlarla bi şekilde işleri götürmeye çalışan, dışardan kim bilir nasıl görünen biri. keyif almana sevindim okurken, öyle de kalır hep umarım :)

hartigan dedi ki...

...gün içinde olduğumuzsa insanlarla bi şekilde işleri götürmeye çalışan, dışardan kim bilir nasıl görünen biri...
copy paste yaptığım bu güzel cümleyle çok güzel anlattın.evet hepimiz öyleyiz.nasıl göründüğümüzü çok önemsiyoruz sonra biri geliyo bize nasıl göründüğümüzü unutturuyo.kendimiz gibi hissettiriyor ve bu da özel hissetmemize sebep oluyor.çok zaman da o biri olmuyo galiba.dediğim gibi teğet geçiyoruz bi şekilde.burada ilk yorumum daha açık ortaya çıkıyo kendimizi iyi hissetmemiz için kendimiz yeteriz belki de.
ben daha oraya gelmedim diyordun o bilince varmak ne yapmak lazım ben de tam bilmiyorum.tahminlere açığım :)
evet yazıları keyifle okuyorum. özellikle romanya maceranın devamını bekliyoruz okur olarak.