no you didn't

bazı insanları geride bi yerlerde, kapıların, duvarların ardında bırakabilmek, bıraktığımda nefes alışverişlerini duymamak için üzerimdeki yetmiş bin tonu önce bir kaldırıp kenara koymam gerekiyormuş gibi hissediyorum. sorumluluk sahibi olmayan insanların yüzüne yumruk atasım geliyor ve hevesim kırıldığında üzerimdeki yetmiş bin ton ikiye katlanıyor. 

ikisi ayrı şeyler.

yağmur yağarken pencereyi açık bıraktım ve sonuç romantizmin yanından geçmedi, çişim geldi. "modern" ilişki facebook'tan yürümesin, çünkü yeterince soyut her şey. karşı masada beni 'kesen' adam sorun değilken, bilmem neyimi beğenen adam olay yaratacaksa,

saçma salak kavgalar.
adına sevgi diyorsunuz sonra. aşk falan.

2 yorum :

grimavi dedi ki...

"yağmur yağarken pencereyi açık bıraktım ve sonuç romantizmin yanından geçmedi"... ben de denedim. sonuç değişmiyor.

ekin dedi ki...

ahaha biliyordum! yalnız olamazdım.