şu anda essay outline'ı yapmamak için her türlü bahaneye sahibim. yaklaşık olarak bir haftadır okula gidesim gelmiyor ve önümüzdeki aylarda oldukça ihtiyacım olacak olan devamsızlıklarımı çatır çatır harcıyorum. şu anda herkes süregelen tanışıklıkların bir sonucu olarak, belli bir yerde toplanmış, belli bir şeyi bekliyor. bense yavaş yavaş beklemekten vazgeçiyorum; çünkü bazen bir şeylerin birbirleriyle olan uyumsuzluğu ihtimallerin hepsini alnından vuruyor. sosyalleşmenin bir zorunluluk olarak karşıma dikildiği son bir aydır öyle çok konuştum ki ve öyle alıştım ki konuşmaya, duramıyorum. bir kişi dışında herkesle konuşuyorum; ama o bir kişiye gidip söylemek istediklerimi söyleyemiyorum. sözcüklerin geldiği yeri unutuyorum sonra, bir şeylerin içini boşaltmanın sandığımın aksine süreci hızlandırmadığını fark ediyorum. ben buna alışık değilim, ben bu değilim. eksildiğimi hissediyorum.  ve ne zaman belli bir kişiye bir şeyler söylemek istesem karşısında ağlayacağımdan korkuyorum, karşısına çıkmıyorum,  kendimi kendimle oyalamaya çalışmaktan yoruluyorum. bu sefer de olmadı diyemiyorum, bana güvenmesini istediğim insana başaramadığımı söyleyemiyorum. kaygılanmaktan, her bir hücreme kadar planlı programlı davranmak zorunda kaldığım bi hayatta beni kurtaracak şeylerin emrivakiler olduğunu açıklayamıyorum, ağzımı açar açmaz ağlayacağımdan korkuyorum. yaklaşık bir buçuk saat sonra on dokuz oluyorum yine gitmek istiyorum, gidemiyorum.

4 yorum :

adım yok dedi ki...

mesela ben de çoktan ingilizceyi 8 saat yaptım bile. bi dersimin F gelmesini garantileme sebebimi bile bilmemem çok salakça.

ekin dedi ki...

ingilizce ödevi yapıyor olmamı kendime açıklayamıyorum.

Moiraine. dedi ki...

ekin mektup arkadaşım olsana ya. çok ciddiyim. valla.

ekin dedi ki...

olur.