kendimi kavanozdaki böcek gibi hissediyorum. sanki hareket edersem kavanoz sahibini güldürürüm; ama sabit kalıp kendi etrafımda küçücük bi alanda hareket edersem, kimse fark etmez. kafamda dönüp duranları savuşturmak için sesli olarak şarkı söylüyorum. oda sessiz kalırsa düşünceler çökelip ayaklarıma dolanıyorlar çünkü. 

suratının tam ortasına doğru "bana ne yaptığının farkında mısın" diye bağırmak istediğimiz insanların yüzde üç buçuğuna bile bunu yapamıyor olmamız ne kadar kötü. dışarıya çıkmaya can atan o yüksek desibelli ses içimde dolanıp duruyor çünkü. kurtulamıyorum dostum. henüz gün geçtikçe ağırlaşmaktan başka bir şey yapmıyor. biliyorum geçecek, ama yine de..

2 yorum :

abuk dedi ki...

o insanların yüzde üç buçuğuna bile değil, yüzde birine bile yapamıyor olmamız sesimizin de sürekli kavanozun içinde dolanıp durması ne kadar kötü asıl.

ekin dedi ki...

ve o sesin sürekli kaburgalarımızı zorlaması.