geceyi sabaha bağlamayı seviyorum. daha önce de söylediğim gibi, içimden tekrar ettiğim gibi, eğer iki işaret parmağımın ucunu birbirlerine karşı tutarak istediğimi yapabilme gücüne sahip olsaydım 05:00-06:00 arası zamanı durdururdum. biraz sarılırdık. hiç kendi teninin kokusunu hissettin mi bilmiyorum; ama saatlerdir o kokuyu alarak oturuyorum ve merak ediyorum; bu koku seni gülümsetir miydi? hayallerim bazen boyumu aşıyor, uyuyamıyorum. sana bundan bahsetmedim.

sarmaş dolaş bir rüyanın en güzel yerinde uyanabilirsin de. sevmekten korkan adamları sevmek oysa, ne kadar da üzücü, değil mi.

2 yorum :

Adsız dedi ki...

öğleden sonrası olmayan günler icat etmeli; şafak vaktinden önce duran geceler, giderek artan bir ritimle birbirini izleyen mevsimler, başlamadan sonlanan yıllar, ve sonsuza dek birbirinin yerini alan neşe ve bedbahtlık.

ekin dedi ki...

yine de. belki o zaman gece geceliğinden bir şeyler kaybederdi. buna sevinmezdim.