best day of internet

hohoho vallahi öyle oldu. ama ondan önce, uyku çok garip bir şey. projeye devam etmeye başladığım anda inanılmaz uykum geliyor. aptal aptal internette dolaşmaya başladığımda ayılıyorum. isteksizlik falan bunlar mühim şeyler.

neyse. bugün internette baya güzel şeylere denk geldim. resmen verimli kullandım.

öncelikle işaret dilini öğrenebilmeyi hakikaten kolaylaştıracağını düşündüğüm şu proje.

sonra kurucuları çok zeki, barselona'dan ajansın yaptığı şu pr.

bu video:



bu reklam.

konuşacak kimselerim azaldığı için artık daha sık falan yazabilirim. kim bilebilir. şimdi boynum kopana kadar çizim yapmaya devam edeceğim.
aklımı kaybedeceğim.
bugün duş alırken tabuları düşündüm. ama ortalık yıkmayan tabuları. kılları düşündüm. terlemeyi falan. göbekli olmayı. bunlar bazı tabular. bülent ersoy'un ameliyatı gibi bi takım tabular. gerçi o konu belki ortalık yıkabilir.

hayatıma giren hiçbir insanın normal olmayışını elbet ben de istemedim değil. normal bir insandan sıkılırdım, sıkıldım da. genelde şöyle oldu: sevdim, çok küçük gibiydim ciddiye alınmadım, sevdim, sevilir gibi olduğumu sandım olmadı ama nedenini anlamadım, kalbim kırıldı. sevmedim, hatırlamak istemediğim anılarım oldu ve hem sevip hem sevilince felaket oldu hep. küçük ama etkileyici felaketler. ortalık falan yıkılmadı. kimse ölmedi ama ölüyor gibi oldu. kimseye zarar gelmedi ama takip edilme paranoyasıyla yaşadım bazı bazı. pasif agresif kaldım. ama hiçbir zaman sinir krizi geçireceğim endişesine kapılmamıştım.

şimdi artık birkaç aydır evde tek olsam avazım çıktığı kadar bağırıp kafamı duvarlara vurabileceğimi biliyorum. böyle bir ihtimalin varlığı somut. bunların yerine susmak ve ağlamak ise iki şeye sebep olur: hiçbir şey değiştirmez ve insanı duygusuz biri yapar. bu zamana kadar zaten hesap soramamalarımdan ötürü bir derece hislerimi kaybettiğimin farkındaydım. bilirsiniz, aptal gibi kendini bırakmanın güzelliği hiçbir şeyde yoktur. ama insan bir bırakır iki bırakır, her seferinde ağzı yüzü dağılınca bırakmaz. insan kendini hiç bırakmaz sonrasında.

bütün bunların yanında mezun olmaya çalışıyorum ve bütün bunların arasında, bütün bunlarla beraber her şeyi yürütmek imkansız. hayatımın en güzel ve en boktan zamanları gibi. ya da değil gibi. bilmiyorum. sabaha kadar çizim yapıp arada ağlayacağım sanırım.

bazı şeylerin farklı olmasını nasıl isterdim anlatamam. ama o bazı şeylerin içindeki bazı şeyler geri dönüşü olmayan noktanın fersah fersah ilerisinde. ben düşeceğim, onlar da kafamı ezecek.