hiçbir şey aynı anda iyiye gitmiyor. bi yerlerden bir şekilde bir kayıp veriyorum. uzundur kitap okumuyorum, bir utanç derecesini aldı, uzundur tiyatroya gitmedim, bahaneler uyduruyorum. uzundur seğmenler'de oturmadım, hava yeniden soğudu.
herkesi sürekli idare ediyor olmak zorunda olmaktan çok yoruldum. kimse kimseyi idare etmek zorunda değil ya. beni kim ediyor bu sıçtığımın yerinde. eve gelip odada oturuyorum. sorulmadıkça derdimi anlatmıyorum. zorunda hissetmezsem konuşmuyorum. idare edilecek kadar kendim olursam kimse kalmaz zaten. ben niye idare ediyorum lan sizi?
her şeyin çirkinleştiği yerlerde sürünmekten ve süzülmekten yoruldum. bitmek bilmeyen bir iğrençlik içinde, hastalıklı aylardır süren bir saçmalık.
insanın iyi görünmesi iyi olması demek değil bunu ne zaman anlayacaksınız? yarı ölü bir şekilde etrafta gezinmiyor olmak hiçbir şey yaşanmadığı, hissedilmediği anlamına mı geliyor?
bu ülkenin hiçbir yerinde yaşamak istemiyorum.
hiçbir yaşam şekli hiçbir inanış hiçbir şey iyi değil doğru değil.
bir sürü de keşkem var, niye? çünkü sadece sanrıdan ibaret olan şeyler üzerinden birine saygı duyduğumu zannettim. değerli bir şeye sahip olduğumu sandım. değerlere sıçayım.