ofising

bugün patronu resmen bir kıza yazarken gördüm. bilerek kızın dibinden geçip, arkasını dönüp yan gözle kesti. adam 2 haftalık falan nişanlı. kimseyle konuşulacak şey değil ama içimde patladı bi yandan. böyle kötü olmaya gerek yok halbuki.

hazır gelmişken olan biteni de yazayım. staja başladım ve keyfim yerinde. güzel insanlarla bir şeyler öğrendiğim işler yapıyoruz. onun dışında arada ofise gidip gelen herkes istanbul'da yapamadıklarını, ordan nefret ettiklerini falan söylüyor. böyle şeyler dinledikçe bir yanım impossible is nothing diyor diğer yanım sıkıntılı, çünkü insanlar dertlenmeden önce de istanbul'a gitmeyi istemiyordum zaten.  yapmak istediğim şeylere bir yenisini ekledim ama bu yeni eklenen madde durumları çok da kolaylaştırmadı. seçenekler kafamdaki boşlukta keyiflerince uçuşuyorlar. 

aslında ofise normalden daha geç zamanda gidiyoruz ama ben ofise en uzak oturan olarak iki saat önce kalkmak durumunda kalıyorum. bu da sizlere şunu göstermeli: ankara'dan bir sik olmaz. alternatifler azalınca yolların bir önemi kalmadığına inandırmak zorunda kalıyor insan kendini. sabah çıkıp akşamın köründe dönüyorum, çünkü bu işler böyle. kurumsal değilsen böyle. rahatsan böyle. evin uzaksa ve araban yoksa böyle. yorgun olmak yine neyse de yapmak istediğim şeylere zaman ayıramamaktan kendime şikayetlenmeye başladığımı hissediyorum. bir yandan bu iyi bir fırsat, bir şeyler öğrenmek, bir anlamda çevre yapmak. öte yandan okul ve burs araştırmam, portfolyo geliştirmem gerekiyor. daha zaman var olmasına ama okul zamanı da ofise gitmekle kendi işime bakabilmek arasında sıkıştım kaldım. yapabildiğim şeyleri meslek edinmek istemiyorum, istediğim şeyleri başarılı bir şekilde sürdürebileceğimden emin olamıyorum. 

sıcaktan yıldım. bugün ofise klima ve perde takıldı. yarın ofisi ben açacağım. gittiğimde daha serin bir ofis bulmayı düşlüyorum.... bugün ofise gey bir çift geldi. bir süre gey olup olmadıklarından emin olamadım. bir süre çok saçma geldi çünkü adamlardan birini daha önce de görmüştüm, konuşmamıştım ama çok farklı bir izlenim bırakmıştı bende. sonra edindiğim izlenime göre yargıda bulunmuş olmamı çok saçma buldum, sonra saçmalıklar ofisten eve yol oldu. ayrıca gelen geçen herkesin özetle "bir fanus içindesin yaşadıkça öğreneceksin" öğütleri beni darladı. kibar, nazik, düşünceli falan olmak bir insanı gerizekalı yapmaz. ya da insan ille yaşına göre öğrenmiş olmuyor bir şeyleri. herkes götünden sallayarak konuşuyor özetle. ben yoluma bakayım.

Hiç yorum yok :