bazen kalbim paramparça elime bırakılmış gibi hissediyorum. aynaya baktığımda gördüğüm yüz ben değil.. onu özlüyorum, onu o kadar özlüyorum ki evin içinde dolanırken kokusu burnuma çarpıyor. geceleri uyuyamı-

değil tabi. beş gündür evden çıkmadım. beş günün dördü hayatımın ilk işini yapmakla ya da daha dürüst olmak gerekirse bi noktadan sonra çuvallamakla geçti. evden çıkasım, yarın teslimini yapmam gereken projeyi çöpe atıp yeniden başlayasım hiç yok; çünkü ciddi anlamda bıktım. insanların yüzünü görmeden geçirdiğim her gün bana iyi geldi. şimdi tekrar aralarına karışmak zor ve yorucu geliyor. onun yerine çok uzun zamandır ertelediğim kitapları okumak, filmleri izlemek, üretmek istiyorum. bıraksalar böyle yaşayabilirim gibi bi süre, hiç zorlanmadan. öte yandan "üretmek" dediğimiz süreç içinde hissettiklerim kendimden şüphe duymama yol açıyor. bi yerden sonra istemiyorum, yeter diyorum, sevmeden yapıyorum. seçtiğim şey gerçekten bana uygun olan mı, yoksa kendimi mi kandırıyorum, başarılı olabilecek miyim geçekten, hiç bilmiyorum.

Hiç yorum yok :