şunu düşündüm, öss dönemi kurulan arkadaşlıklar çok farklı kafaların arkadaşlıkları. geçici oluşlarından ya da yüzeysel oluşlarından falan dem vurmuyorum kesinlikle. tersine alabildiğine derin, hemen her konudan uzun konuşmaları kapsayan saatler boyu süren konuşmalar. ortak bi ağırlığı paylaşmak gibi. herkesin aynı ama farklı bi yolda olduğu o iğrenç dönem. hayatın ve yaşamanın tüm anlamlarından sıyrıldığı o dönem. dönüp fotoğraflara bakınca dönüştüğümüz şeye inanamadığımız o dönem. sonra pat diye üniversite ortamına düşüvermemiz. her şeyin iyi gibi gitmesi, her şeyin mükemmel gitmesi, her şeyin boka sarması, her şeyin bok gibi gitmesi ve her şeyin yeniden iyileşmesi. yeniden gülüp, yeniden gülümseyebilmek, yine de devam ettiğini sanıp edememek. neyse ki kendimi uzun süreli iyileşmelere çoktan alıştırmıştım. zaman gerek diyorum kendime, oyalanmaktan vazgeçip tekrar yaşamaya bakana kadar biraz zaman geçmesi gerek.

1 yorum :

Adsız dedi ki...

o kadar farklı kafaların arkadaşlıkları ki, deliye dönüp yalnızca birbirinizin anladığı dilden konuşmaya başlıyorsunuz. sınıftaki oje kokusunu, yeni takılan projeksiyona bağlayabiliyorsunuz. bir dost